İdefix.com

10 Temmuz 2009 Cuma

Heyecan ve Coşkunun Bestecisi - Hasan Çakmak



Burjuva aydınlar, sanat eleştirmenleri Bolşevik Partisi'nin öncülüğünde işçi ve emekçilerin iktidarı elinde bulundurdukları döneme ilişkin, çeşitli gazetelerde, dergilerde, kitaplarda, konferans ve ansiklopedilerde Sovyet sanatı ve sanatçıları hakkında akla hayale sığmayan asılsız eleştirilerde bulundular ve bulunmaya devam ediyorlar. Bu kara çalmalardan biri de tüm dünyada besteleme alanında adını duyurmuş Dimitri Şostakoviç'e yöneliktir. Hiç kuşkusuz bu iftiraların asılsız olduğunu kanıtlamak için yüzlerce, binlerce kanıt gösterebiliriz. Örneğin Dimitri Şostakoviç'e verilen devlet ve birinci sınıf Stalin Ödülü'nü gösterebiliriz. Burjuva aydınların, sanatçılarının ve liberal solcuların çarpıtmalarını günümüzde boşa çıkarmanın en etkili yolu, onların iftiralarını bir bir çürütme yerine, sosyalist sanatın gelişimini ve şekillenişini, toplumla olan ilişkilerini kitlelere anlatmaktır.
Esin kaynağı oldu
Şostakoviç'in genç yaşta bestelediği beşinci ve altınca senfonileri, yeni imgeleri yansıtmaya yatkın yeni bir tür olan, birkaç mavumanlı senfoni alanında Sovyet bestecilerinin yeni yapıtlar vermesinde esin kaynağı olmuştur. Bu senfonilerin, Sovyetler dışında başka ülkelerdeki müzik gelişmeleri üzerinde de etkisi olmuştur. Şostakoviç'in senfonileri, sovyet senfoniciliğinin düşünsel ilk yapıtlarıdır da diyebiliriz. Temelde lirik olmalarına karşın, bu yapıtlarda öznellikten ve onları toplum çıkarlarından ayrı tutan hiçbir aykırılık bulunmaz. Tam tersine bu senfoniler toplum çıkarlarıyla bütünlüklü temalarla şekillenmişlerdir. Bunlar aynı zamanda senfonik müzikte de, gerçek anlamda düşünsel lirik örnekleriyle, yani çatışma ve mücadelelerle dolu, yanı sıra zaman zaman biraz da trajediyle süslenmiş olan bu senfoniler, sosyalist hümanizma anlayışıyla yorumlanarak, yaşamı tüm çelişkileriyle geniş bir şekilde yansıtmıştır.

Klasik müzikte yenilikler

Burada özellikle beşince senfoni üzerinde biraz daha ayrıntılı durmak gerekiyor. Şostakoviç'in beşinci senfonisi birçok açıdan klasik müzikte yeniliklerle doludur. Bu yeniliklerden en önemlisi, romantik senfoni ile Bach'ın entelektüel yaklaşımı ve çoksesli düşünmenin birleşimini ortaya çıkarmıştır.
Hiç kuşkusuz bu birleşim toplumsal yaşamın dramatik yanlarını entelektüel içeriğiyle, daha doğrusu müzikte düşünce sürecini yakalamak, düşünceleri harekete geçirmek vb. birçok yönüyle yansıtmakta büyük olanaklar sağladı. Makamların çok tonluluktan giderek tonsuzluğa dek varan yeni, ince ve daha basit anlaşılır bir biçimde işlenmiş, toplumun ve bireyin iç çelişkilerini daha ezgin anlatım gücüyle yansıtıp, imgeleri yaşama daha yatkın ve daha gerçekçi kılmasının olanağını açmıştır. Öncesinde ise, geleneksel senfonik yaklaşımda, yaşamın derin düşünsel yorumunu işleyen bir müzik türü olarak senfoni anlayışı, bir konser parçası ses oyunları, çalgılar için müzik vb. olan ve senfoniye doğru bir geçiş yaşanmaktaydı. Ve 20. yüzyıla gelindiğinde birçok batılı besteci, senfoninin artık zamanını doldurduğunu savunarak, senfoniyi terk etmeyi düşünürken, Şostakoviç senfoniye getirdiği yeniliklerle onun devamlılığını sağladı. Bunun aynı zamanda, Sovyet müziğinin insan duygularının değişik yanlarını ortaya koyması bakımından da önemli bir işlevi olmuştur.

Hayranlık içinde bıraktı
Gerek toplumsal yaşamın bütün olgularını, düşünsel bağlamda ve gerekse dinleyicilerin ruhlarını doyuracak yan besinlerle doludur beşince senfoni. Bu senfoninin getirdiği yeni düşünsel ve duygusal çalışmalardan, yeni biçimde düşünülmüş şeylerden doğal bir estetik zevk tattırmaktır dinleyiciye. Beşince senfoni, dinleyicisine bu estetik zevki tattırmasında öylesine başarılı bir eserdir ki, dünyanın dört bir yanında konser salonlarında çalındığında, dinleyicileri hayranlık içinde bırakmıştır.
Sanatçı, diğer Sovyet sanatçıları gibi, dünya emekçilerinin geleceğine dair duyduğu sorumluluk, emekçi halklar arasındaki dayanışma ve barış duyguları, gerek ikinci paylaşım savaşı döneminde, gerekse sonrasında, yani savaşın iğrençliğini konu eden sorunları ele alıp besteledi. Onun yedinci Leningrad Senfonisi, dokuzuncu ve onuncu senfonileri buna en iyi örnektir. Genelde içerik bakımından, temelde iyimser, aydınlık ve mizahla dolu olan dokuzuncu senfoni, özellikle üçüncü ve dördüncü bölümlerinde görültülü korellerinde ve uzun ve hüzünlü bas sololarında anlaşılacağı gibi, toplumun ve dünyanın geleceğine dair duyduğu endişe ve huzursuzluk yaratan anılarıyla bütünlüklü bir şekilde yansıtılmıştır. Yedinci Leningrad Senfonisi ise, Nazilerin Leningrad'ı işgal etmesi ve bu işgale karşı başlatılan ulusal direnişi konu edinmektedir. Stalin Ödülü'nün verildiği yedinci senfoni, ulusal direnişin sembolü olarak kabul edilmiştir.

Dinleyin...

Onuncu senfoni, özellikle ikinci bölümün cehennem fırtınası yanında o ünlü, ağır Adagio'da toplumsal yaşam üzerine derin imgelerle doludur. Bu imgeler (daha doğrusu düşünceler) her ne kadar kişisel olarak ele alınmışsa da bu kişisellik, toplumsal yapı dünyanın geleceğine dair duymuş olduğu derin sosyalist hümanizmayla bütünlüklüdür. Özellikle batılı burjuva eleştirmenlerin, onuncu senfoniyi imgelerin birbirinden kopuk ve bütünlükten yoksun olarak görmelerinin nedeni de bu bütünlüğü görmemelerinden ya da görmek istememelerinden ileri gelmektedir.
Onuncu senfoninin lirik yanı ise, bireylerin bütünleyici bir parçası olarak, ortaya çıkar kaygısı getiren bir deneyim olarak, Sovyet kolektif toplumunda, yani toplumsal kolektif yaşamdan, bireylerin geleceği üzerine düşünmekten alınan öğelerle, yaşamın en derin yanlarına dek sızan alt öğelerin çok çeşitli bir tarzda yansıtılmasından/ yorumlanmasından ve birbiri içinde eritilmesinden oluşan bir lirikliktir.
Dinleyin, kolektif toplumun heyecan ve coşkusunu duyumsayacaksınız.

http://www.evrensel.net/00/03/14/kultur.html#1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder